Yusuf ALİOĞLU Bendeki Notlar 10 “Kültür ve Sanat Merkezleri: Sinema, Kırtasiye, Park”
Yazı Detayı
09 Şubat 2022 - Çarşamba 10:52 Bu yazı 4527 kez okundu
 
Bendeki Notlar 10 “Kültür ve Sanat Merkezleri: Sinema, Kırtasiye, Park”
Yusuf ALİOĞLU
 
 

Kitap ve dolayısıyla okuma eylemiyle tanışıklığım ömrümün erken yıllarına uzanır.

 

İlkokul dördüncü sınıftaki çizgi roman okumaları bu serencamın ilk ve en doğal basamağıydı. Teksas, Tommiks, Kızılmaske, Kaptan Swing, Sihirbazlar Kralı Mandrake, Zagor, Mister No, Tarkan ve Kara Murat gibi haftalık ve aylık çizgi romanları takip eder, kaçırdığım sayıları arkadaşlarımla değiş tokuş ederek tamamlamaya çalışırdım.

 

Bu iç sesin beslendiği bir de dış dünyamız vardı.

 

1970’li yıllarda, şehrin en yoğun caddesi olan Genç Caddesi üzerindeki iş yerimiz Toros Yemek ve Kebap Salonu konduğum ilk kara parçası, kandığım ilk pınar, kokladığım ilk gül goncası gibiydi.

 

Esnaf çocuğu olmanın avantajıyla burada, bilgi, okumak, tecrübe paylaşımı gibi kültür sohbetlerinin farklı hallerine tanıklık ediyor, değişik düşünce iklimlerinden bu suretle haberdar oluyordum.

 

İş yerine gelen farklı din, dil, meşrep ve klikten insanların, farklı meslek gruplarından ve eğitim düzeylerinden memurların, komşu esnafın ve şehir eşrafının paylaşımları bir zihnin inşa sürecinin ilk fasılları gibi heyecanlı, rengarenk bir tarlanın dolu dolu başakları gibi güven vericiydi.

 

Müdavimlerin düşünce ve kültür dünyalarından yemek masasına yansıyan anekdotlar, kaldırımdaki akasya ağaçları atında Ahmet Tata ya da İslah’ın kahvesinden gelen çaylar eşliğindeki sosyo-politik tahliller, akşamın ilerleyen saatlerinde sakin zamanlara yayılan ve özele inen uzun metrajlı muhabbetler birer mektep öğreticiliğindeydi.

 

Bunun yanında, babamın amatör bir ruh ama profesyonel dokunuşlarla devam ettirdiği folklor aşkının düğün, festival, belgesel, açılış programları, ulusal ve uluslararası yarışmalar, tv programları gibi platformlarda devam eden meşguliyetleri de bu inşa serencamına ince ayar kabilinden apayrı bir şekil veriyor, fark etmediğim bir iç işleyişle acemi okumaların etrafına nazenin çerçeveler yerleştiriyordu.   

 

Ancak şehre canlı bir organizma olarak bakıldığında, özellikle toplumsal aklın inşası ve mekan ilişkisi bağlamında yoğun fonksiyonları ve dışarıdan yüklenen mitik özellikleri ile üç ana mekan çıkar karşımıza. Şehir sosyolojisi ve kimlik bağlamında birer kültür ve sanat merkezi olarak anabileceğimiz bu mekanlar ‘sinema, kırtasiye ve park’ idi.

 

Babama ait iş yerinin hemen bitişiğinde şehrin ilk ve tek sineması olan ‘şehir sineması’ vardı. Ulus devlet sanatı da denilen sinema, ülke çapında zihin yönlendiren bir ideolojik aygıt gibi kullanılsa da milli, ulusalcı, devrimci ve mistik ürünleri ile kültür kodlarımıza ayarlanmış bir elçi gibiydi. Filmin rengine göre kaldırıma kadar taşan bilet kuyruklarından tarafgirlik kareleri gözlemleyebilirdiniz. Sinemanın imkan sınırları yoklanarak üretilmiş mesajlar toplumsal belleğin gönüllü hücrelerinde hızla yerini alıyor; bir yandan kitleleri ‘salon filmleri’ ile meşgul ederken diğer yandan ideolojik kaygılarla şekillenmiş filmler fraksiyonların bilincine bilinç katıyordu.

 

Filmin afişinden afişteki renk yoğunluğuna, oyuncularından senaryosuna ve yönetmenine her karesi ayrı birer kültür demeti olarak doyumsuz sohbetlerin üretici, sürdürücü ve mevzi aldırıcı materyaline dönüşüyordu.

 

Yazlık ve kışlık salonları olan sinemanın akşam seanslarında localarda görülen aile karelerinin sıcaklığı ise sinemanın etki alanının naif bir göstergesi gibiydi.

 

Sinemanın karşı çaprazında ‘Gazeteci Hakkı’ namı ile maruf sonraki yıllarda milletvekilliği de yapmış olan Hakkı Artukarslan’a ait kırtasiye dükkanı vardı.

 

Burası, sinemadan sonra, şehrin dış dünya ile kurulan bir diğer düşünce, kültür ve sanat durağıydı. Her yaş grubundan ve her fikir dünyasından insan kendi hesabına ilgi duyduğu matbuata buradan ulaşırdı.  

 

Benim hikayemde ise pazartesi sabahları gazetecinin önünde duran pikabın arkasından önce kaldırıma atılan sonra da dükkana taşınan kitap, dergi ve gazete balyaları ve bunların arasında yoğunlaştığım çizgi roman paketleri vardı. Çoğu kere takip ettiğim romanın yeni sayısını matbuat kimyasalı sinmiş raflara daha dizilmeden ilk elden alır, selülozun bağımlılık yapmış kokusu ile belediyenin henüz suladığı yolda buharlaşan suyun toza toprağa bulanmış keskin kokusu eşliğinde bir kaldırım taşına kıvrılır ve büyük bir heyecanla okumaya başlardım.

 

Okuduklarımın bir kasaba büyüklüğündeki bu şehre dair izdüşümlerinin sosyal gerçekliği tartışma götürürdü. Ama olsundu. Farklı coğrafyalardaki iyilerin zaferi beni mutlu ediyor, farklı isimler ve farklı hikayeler etrafında dönen bu heyecan çemberi genişleyen evren misali zihin rahmimi genişlettikçe genişletiyordu.  

 

Düşünce, siyaset, şiir, edebiyat, din, tarih ve güncel meselelerin konuşulup tartışıldığı bir diğer merkez de şimdiki Ulu Camii civarındaki şehir parkı idi. Halk arasında Şalvar’ın parkı olarak da bilinen bu mekan, klasik eserlerin sergilendiği bir Açıkhava tiyatrosu gibi yoğun, bilgi üreten ve adam yetiştiren isimsiz bir akademi gibi hareketliydi.

 

Özellikle yaz aylarında üniversiteden gelen öğrencilerin gece yarılarını bulan bilim, tekamül, özgürlük, irade, estetik gibi konulardaki entelektüel sohbetleri hem bir etkileşimin hem de rol model ilişkilerinin yoğunca yaşandığı yıldızlardan kırpılmış pürüzsüz berrak zamanlar gibiydi.

 

Bu üç merkezde, hızla tüketilen akışkan hayatlar yerine, tavında dövülen demir misali hayata dair kareler analog fotoğrafçılığı hassasiyetiyle özenle dizayn ediliyor, bu doğal film platosunun her enstantanesi makinadaki sınırlı poz sayısı ile tarihin siyah beyaz belleğine hakiki notlar düşüyordu.

 

Sinema, kırtasiye ve park.

 

Evet, zihnimin arka planını yokladığımda bende ve galiba şehrin ve şehirlinin kendini keşif serencamında bu ortak adreslerin unutulmaz izleri, doyumsuz hatıraları var…

 
Etiketler: Bendeki, Notlar, 10, , “Kültür, ve, Sanat, Merkezleri:, Sinema,, Kırtasiye,, Park”,
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
21 Ekim 2025
Bendeki Notlar -12- ‘Çocuk Kalsaydı Büyüklüğüm’
454 Okunma.
09 Ekim 2025
Batı’da Şehir Tarihçiliği
877 Okunma.
04 Ağustos 2025
‘Yıkın Efendiler, Yıkın!’ -2-
1784 Okunma.
14 Mayıs 2025
“Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda…”
1062 Okunma.
22 Nisan 2025
'İNSANIN DÖRT ZİNDANI'
5039 Okunma.
16 Mart 2025
ŞEBBİHALAR HER YERDE
713 Okunma.
09 Mart 2025
'BİR DEĞİRMENDİ BU DÜNYA'
769 Okunma.
08 Eylül 2023
Boşuna değildi boş olmayan hiçbir şey!
3089 Okunma.
17 Ağustos 2023
Köprüler ve Çamurlu Sular
2416 Okunma.
13 Temmuz 2023
Biriktirdiklerim-7-
2210 Okunma.
27 Mayıs 2023
Bingöl’ün Referandum Karnesi
2563 Okunma.
07 Mayıs 2023
Bingöl’de Genel Seçimlere Katılım Oranları (1950-2018)
1766 Okunma.
29 Nisan 2023
1920-2018 Yılları Arasında Bingöl’ü Parlamentoda Hangi Partiler Temsil Etti?
1496 Okunma.
24 Nisan 2023
Bingöl Yakın Siyasi Tarihinde Seçmen Davranışları (1939-2018)
2346 Okunma.
11 Nisan 2023
Siyasetin ‘Hayret’ Makamı Var Mıdır?
2139 Okunma.
05 Nisan 2023
Estetiğin Tükenişi Vicdanın Tükenişidir
1553 Okunma.
23 Mart 2023
“Ben de adayım”
1767 Okunma.
18 Şubat 2023
Şiirin Güncesi -11: “Ben Yokum”
2068 Okunma.
18 Şubat 2023
‘Cansız Bedene Ulaşıldı’ Ne Demek?
1336 Okunma.
18 Şubat 2023
“Ya Bu Defa da Seçilemezsem!”
1483 Okunma.
18 Şubat 2023
Biriktirdiklerim-6
1359 Okunma.
18 Şubat 2023
‘Konfor Ruhun Bataklığıdır’
1598 Okunma.
08 Kasım 2022
Engerek Soyu
2043 Okunma.
16 Eylül 2022
Masanın Ötesi ve Berisi Ya da Sosyolojimizin Metafiziği
3521 Okunma.
05 Eylül 2022
Tatlı Zehirli Sulara Alışanlar İflah Olmaz Mı?
2167 Okunma.
22 Ağustos 2022
Nazar Değmemiş Kapaksız Kitaplar
2900 Okunma.
02 Ağustos 2022
Libası İdrarlı Adamlar
2745 Okunma.
27 Haziran 2022
“Hayatın Anlamı” Nedir?
3979 Okunma.
21 Haziran 2022
‘Ey kötülük!’
2341 Okunma.
24 Mayıs 2022
Şiirin Güncesi 10: “Sonsuz ve Öbürü”
3152 Okunma.
05 Mayıs 2022
'Sıkıntı yok!'
2811 Okunma.
19 Nisan 2022
Düğümlere Üfüren Mühendisler Zamanı
2928 Okunma.
08 Nisan 2022
Bendeki Notlar 11: ‘Şehir Sineması’
2637 Okunma.
20 Mart 2022
Hakikate Tanıklık Nedir?
2602 Okunma.
03 Mart 2022
‘Tüm İnsanlığa Açık ve Ücretsiz Gösteri’
2970 Okunma.
13 Aralık 2021
Frankfurt'ta Bir Haşimi
6900 Okunma.
17 Kasım 2021
Nurettin Topçu’nun Gördüğü ‘Taşralı’
5036 Okunma.
09 Eylül 2021
Harf Eken Kelime Biçer
5857 Okunma.
24 Ağustos 2021
Bir Mütevazi Monologdan Arta Kalan Sualler
3727 Okunma.
24 Haziran 2021
Çekilin aradan, maradan...
5577 Okunma.
15 Haziran 2021
'Biraz da ben konuşayım'
4433 Okunma.
28 Mayıs 2021
‘Apaçık’ Şiir
4596 Okunma.
06 Mayıs 2021
“Şehir’dir adım; kimlik alır, kimlik veririm.”
4783 Okunma.
22 Nisan 2021
Kitaplar Dolusu Susmak...
3761 Okunma.
16 Nisan 2021
Zamanın İdrak Sarkacına Merhaba
3414 Okunma.
23 Mart 2021
Söz Düşerse Ne Kalır Geriye?
4753 Okunma.
18 Ocak 2021
Dayvun, Dayvun, Dayvuno / Day Qırbun Çımun Siyuno
12164 Okunma.
22 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -5-
2588 Okunma.
10 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -4-
3039 Okunma.
04 Aralık 2020
Biriktirdiklerim -3-
3276 Okunma.
30 Kasım 2020
Parayı Nereye Yatırmalı?
3055 Okunma.
26 Kasım 2020
Biriktirdiklerim -2-
3439 Okunma.
16 Kasım 2020
Biriktirdiklerim -1-
3487 Okunma.
19 Ekim 2020
Ne Zaman Reşit Olacağız?
4727 Okunma.
Haber Yazılımı